Bu hafta ki yazımız; atölyemizin konuklarından Efsun Hanım'a ait, bakalım Efsun hanımın paltosundan neler dökülecek atölyemize.. Keyifli okumalar.. 'Tüm canlılar ölümsüzdür' Can denilen şey kuvvetli bir enerjidir. Bu enerji kimi zaman bir insan, kimi zaman bir bitki, kimi zaman da bir hayvanda maddeleşir. Madde kudretini ve varlığını kaybetse de can asla ölmez. Her defasında kendisine yoldaş olacak yeni bir madde, yeni bir kalıp bulur ve yeni bir maceraya atılır. 'Topraktan geldik toprağa gidiyoruz' demiş Mevlana..Boşa da ana dememiş olmalılar toprağa. Zira tüm parçalar birleştiğinde biz canlılara ölümsüzlüğü veren de toprak, yeni yoldaşlarımızı bulan da toprak. Başlangıcını bir ağacın dalında meyve olarak yapmışsa canım, bir insan tarafından yenmişsem sonrasında yeni bir bebekte vücut bulduysam, yaşlanıp bedenim toprağa düşmüşse ve bir mantar rolünü üstlenmişsem bu defa, mantar da rolünü bir hayvana kaptırmışsa mesela..Her daim hayatta olmaz mıyım? Bir tutam moss kokladım uzun uzun. Mis gibi orman kokuyordu, benim için tanıdıktı kokusu.. Gözlerimi kapadım ve kendimi Asya'da tropik bir ormanın ortasında buldum. Belki de şuan insan rolünde serüvenine devam etmekte olan canımın geldiği yerlerdir oralar. Bu yüzden kendimden bir parça hissettim minicik tutamda. Ve şöyle düşündüm; tüm insanların sevdiği koku ve renklerdeki çiçeklerin, bitkilerin farklı olması analarının yani geldikleri toprakların eseri olabilir. Bu yüzden herkesin bahçesi kendisine özeldir ve kendi ruhundan izler taşır.. Kim bilir? Ölümsüzlüğümüz kutlu olsun.. Efsun ERCİYAS GÜL Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz haftalık workshoplarımıza bekleriz. Bizi takip ediyor musunuz?