Atölye sabahı erkenden evden çıkıp otoparka doğru yürüken bir de baktım heryer renk cümbüşü. Her yer hazan yağmuruna tutulmuş. Yapraklar sarıdan kırmızıya kızıla çalıyorlar. Bir tanesini elime aldım, dokunmamla çıt diye parçalara ayrılıverdi. Kış gelmişti, konuklar gelmeden atölyeye varıp sobayı yakmalıydı. Sobada odun ateşinde çay demlemeliydi. Buraya kadar hayalimizi anlatmış olalım:) Gerçekler ise günümüz dünyasında led televizyonda odun ateşi gifi ve sıcağa çevrilmiş havalandırma.. Sorarsanız mutluyduk ama.. yine rize çaylarımızı içtik, kahvelerimiz ise dostluğumuzu taçlandırdı.. Şimdi hediye alma, hediye verme dönemi... Hediye güzel fakat tehlikeli bir şeydir. Yok! Uygun hediye bulmak konusundan söz etmiyorum. Başka bir şey, kastettiğim... Hatırlarım, tanıdığım bir kadın şöyle anlatıdı erkek arkadaşını: 'Hediye vermiyor, kalbime zincir takıyor sanki!' Haydi kalplere zincir takma vakti, sevdiğinize bizi hediye edin :) Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz haftalık workshoplarımıza bekleriz. Bizi takip ediyor musunuz?