Yaz görünümlü bir kış günü erkenden uyanıp yavaşça atölyeye süzülsem.. Atölyenin tek vidası kalan iyice gevşemiş kapısını açıp içeri girsem.. Zaman sonra kırkıncı gününü dolduran kızım yardımıma koşsa, onu düşünsem düşünsem.. Pembe parmakları, minicik ayakları gözümün önüne gelse.. Kokusunu içime çeksem ve bir daha nefes alıp vermesem.. Bana bu nefes bir ömür yetse.. Mutfak penceresinden Palma dor'o'nun nefis kahvaltısı enerjimi arttırsa.. O an demli bir çaydan ve beş dakikada aile gibi olduğumuz dostlarla sohbetten başka ne isterim ki hayattan.. Çıtırdan latin müzikleri ile kıvrılsa ruhlar.. Oh be desek hep beraber.. Daha başka ne istenir ki? Bütün bunları neden anlatıyorum, bunlar her hafta bizim ruhumuzda gezinen duygular.. Sizde bir çiçeğe merhaba diyin yada masanın üzerinde ki fesleğen üzerinde gezinen ellerinizin götürdüğü yere gidin.. Bize gelin :) İşte Dostlar, bu hafta oldukça renkli konuklara ve renkli bahçelere şahit oldu Çiçek Akademi İstanbul atölyesi... Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz haftalık workshoplarımıza bekleriz. Bizi takip ediyor musunuz?