"Çiçek merakınız nereden geliyor?" diye sorduklarında hep aynı cevabı veriyorum: "Annemden". Teneke kutulara diktiği sardunyalar vardı hatırladığım, bir de menekşeler. Menekşenin tek bir yaprağı, onun elinde bereketlenirdi. Sardunyalar tek daldan çifter çifter açardı. Mutfağımız, sokaktaki kiraz ağacına komşuydu. Annem tüm kış o çıplak kalmış ağaç ile konuştuğu için midir bilmem, yaz geldi mi mutfağın penceresini dalıyla tıkır tıkır tıklatırdı. Güzelim, dolgun kirazlar uzatırdı içeriye. Pencere önünde fesleğen, nane, domates, biber neşeyle boy atardı. Saksılara düşen yoncalara bakar "misafir onlar" der, koparmaya kıyamazdı. Ne çok şeymiş tüm bunlar. Şimdi şimdi anlıyorum. Derken uzun zaman sonra bir gün, biri yine o soruyu sordu bana. Çiçek Akademi'de... "Çiçek merakınız nereden geliyor?" "Annemden? dedim kısaca. Gülümsedim. Oysa aklıma düşenler bundan çok daha fazlasıydı. Çiçek Akademi'nin notu: Annelerini anlamaya başlayan herkesi atölyelerimize bekliyoruz. Unutmayın, anneler ne derse doğru der! Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde kurumsal olarak yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz bilgi için tıklayınız. Bizi takip ediyor musunuz?