'Bir gün öldüğünde, Dünya denen saksıya ekilmiş en güzel çiçek sen olacaksın!' diye bir iltifat taşıyordu bir yürekten sonsuz sevgi anında.Ve devam ediyordu; ‘Seni bazen bir ağacın gölgesinde hayal ediyorum. Acaba ne renk açardın? Dikenin mi olurdu, çiçeğin mi? Hem sen kesin çok su severdin!’Zaten sevginin yürekten taştığı anlarda ya lal olurdu dil ya da sözcükler akar, böylesine can bulurdu başka bir yürekte.Anneliğin dile vurmuş haliydi bu cümleler de işte.Ah annelik...Büyüdükçe büyüyen çocuk tarafını, yerli yersiz esip kavuran ancak kolayca dizginlenebilen asi yanını, sinirlenince fütursuzca akan gözyaşlarını, seni ve sana dair her şeyi koşulsuzca kabullenip, sarıp sarmalayan ve içinde büyüten annelik…Saf sevgiyi, ait olmayı, layık olmayı, hissetmeyi, yürümeyi, koşmayı, konuşmayı, coşmayı, durmayı, durdurmayı ve nicelerini öğreten annelik.Durup düşünüyorum da; ağaçlardan zeytini, çiçeklerden hepsini...Çayı ve ondan daha çok kahveyi seviyorum.Asırlık bir çınarın gölgesinde hamakta uzandığımda hissettiğim tatlı esintiyi, hiç düşünmeden denize ilk daldığımda içimi ürperten serinliği…Yürüdüğümde yaşanmışlığının sesini duyuran, eski ahşap binalarda gezinmeyi, geçtiğim her odada ‘kim bilir ne hikâyeler yaşandı’ diye hayal etmeyi seviyorum.Bisikletimin sepetine doldurduğum çiçeklerle yokuş aşağı hızlanıp rüzgârı hissetmeyi...Dans etmeyi, şarkı söylemeyi, içimdeki yeteneksiz ressamı boyalara bulamayı, duvarları karalamayı ve pek çok şeyi ne çok seviyorum.Sevmeyi seviyorum.Sayende...Ama en çok da seni,Bana ben olmayı öğreten kadını seviyorum.Bize her gün Anneler Günü! :)...Ve böylesi güzel bir etkinlik için bir araya geldiğimiz enerjisi yüksek güzel Omron Electronics kadınları! İyi ki yolumuz kesişti. En kısa zamanda tekrar görüşebilmek dileğiyle.Anneler gününüz çiçekli olsun! Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz workshoplarımıza bekleriz.