Bu erken saatte, ne caddenin gürültüsü ne İstanbul’u saran inşaat patırtısı henüz başlamamış. Akademi’nin kapısından içeri girip, arkaya kıvrılan koridoru izlediğimizde terasa çıkıyoruz. Sessizliği sadece cıvıl cıvıl kuş sesleri boyuyor. Çevredeki ağaçların yaprakları arasında muhabbete dalmışlar. Terasta biraz ilerde, yan yana genç ardıç fideleri dizilmiş uslu uslu birazdan başlayacak dersi bekliyorlar. Katılımcılarımız önlüklerini giydiklerinde artık seçime hazırlar. Herkes kendine göre bir fide seçip yerine geçiyor. “Bonsai nedir, ne değildir” pür dikkat dinliyorlar, notlar alıyorlar. Sonra su gibi akıp geçecek saatler başlıyor. Birer heykeltıraş edasında, herkes kendi hikayesini yazıyor ardıç dallarına. Küçük ağaçlar şekilleniyor bir bir. Sonunda özel toprak kaplarına ekiliyorlar. Katılımcılarımıza birer kart dağıtıyoruz, “aman üzerine bugünün tarihini yazın” diyerek. Çünkü burada el emeği ile yapılan Bonsai’ler birer miras olma potansiyeli taşıyor. Çocuklarınıza, torunlarınıza bizzat yaptığınız, onlara sizi hatırlatacak küçük ama güçlü ağaçlar bırakmak isterseniz, bir sonraki Bonsai Eğitimimiz 29 Temmuz'da. Bekleriz. Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz workshoplarımıza bekleriz.