Son bir ayki sabahlarımdan bahsedeyim size..Sanki mahpustayım ve tahliye olmayı bekliyorum. Benim için dışarısı bildiğimiz bahar mevsimi demek... Baharda bitmek bilmez sahil yürüyüşleri yaparım, baharda doğanın kırmızı ruj sürdüğünü gelinciklerden anlarım, baharda bahçemdeki lavantalarla el sıkışmadan dışarı çıkmam..Ve Güneşin tazeliği ve sıcaklığı.. Nasıl oluyor da her tatsızlığı bu kadar güzel yumuşatıyor? Yıldız parkını papatyalardan bembeyaz bir örtü serilmeye başlamış ki, uzun uzun bakmadan kafamı çeviremedim. Tam kızıma bir taç yapayım diye toplamak için eğildiğimde parmaklarımın arasında o narin vücudunu ve olağanca beyazlıktaki güzelliğini gördüğümde koparacak gücü bulamadım, öpüp kokladım kızımın ruhunun baş tacı ettim. Bu yazıyı en iyisi, Ziya Osman Saba ile kapatmak, “Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,Bir melek ordan bize uzatacak eliniBeni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyleÜmitlerin en güzelini” Sevgilerimizle.. Sizde akademimizde yeni tasarımlara yelken açmak isterseniz workshoplarımıza bekleriz.